logo

Boşanma ve Çocuklar

Boşanma bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumuna göre son 10 yılda Türkiye’de başanma oranı %38 artmıştır. Boşanma en basit tanımıyla evlenme aktinin bozulmasıdır ancak söz konusu insan olunca hele de çocukların varlıgında bu kadar yalın bir tanımlamanın yapılması mümkün olmamaktadır. Ebeveynler sıklıkla boşanmanın çocukları üzerine olan etkileri konusunda endişelenmektedirler. Herkes için zor olan bu dönemde kendi sorunlarıyla fazlasıyla meşgul olan ebeveyn çocuğun hayatındaki en önemli kişidir.

Boşanan veya boşanmayı düşünen bütün anne ve babalar çocuklarının şimdiki ve gelecekteki hayatlarında boşanmanın olası etkilerini merak etmektedirler. Unutulmamalıdır ki boşanma kişilerin veya mahkemenin verdiği anlık bir karar değildir.  Hiç bir anne ve baba bir sabah aniden, hiç bir sorun yokken boşanma kararıyla uyanmaz. Boşanma aslında bir süreçtir. Bu süreç kimi ailerde uzun kimi ailelerde kısadır. Ve genel olarak yetişkinler çocukların durumdan haberdar olmadıklarını, çocuklara hiçbir şeyin yansıtılmadığını düşünürler. Bu ilk yanılgıdır. Ebeveyn çocuklarını ne kadar iyi tanıyorsa çocuklarda ebeveynlerini o kadar iyi tanırlar. Yetişkinlerden farklı oldukları noktalardan en önemlisi olayları yaşlarına göre algılamaları ve yorumlamalarıdır. Ebeveynler boşanma konusunda ciddi olarak karar verdiklerinde çocuklarına neler olduğunu, durumun onlarla ilişkili olmadığı, çocuklara ne olacağı gibi önemli konuları anlatmadıkça yaşananlar çocuk tarafından yanlış yorumlanır.

Başta küçükler olmak üzere genellikle çocuklar anne babaları arasındaki çatışmaların nedeninin kendileri olduğunu sanırlar. Bu çocukkların kendilerini suçlamalarına neden olur ve çöp çatanlık girişimleriyle sonuçlanır. Bazen etraftaki diğer önemli yetişkinlerinde bu duruma katkıları olur. Çocuklarla boşanmayı konuşmak tabii ki zordur ancak

- mümkünse anne ve baba tarafından birlikte

- çocuğun yaşına uygun bir dille durum açıklanmalıdır

- boşanmanın onun suçu olmadığı söylenmelidir

- çocuğun bilmesi gerektiği kadar bilgi verilmelidir

- durumun herkes için üzücü olduğu belirtilmelidir

- anne ve babanın onu sevdikleri ve her zaman yanında olacakları belirtilmelidir

- asla çocukların önünde karşı tarafın suçları, sorunları vs hakkında TARTIŞILMAMALIDIR

Boşanma öncesinde gergin bir evde yaşayan çocuklar boşanma sürecinde de anne ve baba arasında bırakılırlarsa, taraf olmaları  ve hatta seçim yapmaları talep edilirse, arabuluculuk yapmaları istenirse kaygıları, korkuları artacaktır.

Boşanma sonrasında ise genellikle çocuklara anne ve babasının gerçekten hala onu sevip sevmedikleri konusunda endişelenirler. O nedenle her iki ebeveynle de düzenli, tutarlı bir ilişki kurulması önemlidir. Ayrı yaşanan ebeveyn ile düzenli görüşme programının yapılması, çocuğun anne baba arasında kalmasına engel olunması, her iki evde de kuralların netlik, aynılık ve tutarlılığının sağlanması, kendisi için anne babasının bir araya gelebildiklerini görmesi önemlidir. Çocuklar için önemli olan şey hala anne ve babalarının onların ana-babası olmaya devam ettiklerini birbir yaşayarak deneyimlemeleridir.

Bazen boşanan anne ve babalar birbirlerine o kadar öfkeli ve kırgındırlar ki çocukları unutarak bu süreci bir savaş alanı olarak algılamaya başlarlar. Çocuklarının da taraf olmalarını, kendi saflarında savaşmalarını hatta diğer ebeveyni reddetmelerini beklerler.  Bazen de boşanma ile ebeveyn o kadar hırpalanır ki çocuk rahatlama aracı görevi görebilir. Ya da boşanmayı talep eden ebeveynin cezalandırılması amacıyla çocuklar kullanılır. Böylesi olumsuz boşanmalar çocuklar için oldukça travmatiktir.

Özet olarak boşanma herkes için zor bir süreçtir. Boşanma çocukları üzer ancak uzun dönemde bu sürecin bir çocuk için travmatik bir deneyim olup olmayacağını belirleyen anne ve babanın bu süreç içinde çocuklarına, kendilerine ve birbirlerine nasıl davrandıklarıdır. Ebeveynler ne kadar uygun davranırlarsa davransınlar çocuklar boşanma nedeniyle üzülürler. Bunu önlemenin yolu yoktur ancak anne babalar bu zor süreçte çocuklarındaki farklılıklar konusunda dikkatli olmalıdırlar örneğin: küçük çocuklar kreşte daha saldırgan, hırçın ya da içe kapanık davranışlar sergileyebilirler. Okul çağı çocuklarında derin bir üzüntü hali, okul başarısında düşme veya davranış sorunları ortaya çıkabilir. Ergenlerde ise benlik saygısında azlama, ergenin kendi ilişkilerinde sorunlar gözlenebilir. Ebeveynler çocuklarında herhangi bir olumsuz değişiklik gözlemliyorlarsa konu ile ilgili profesyonellere danışmalıdırlar.

Dr. E. Çığıl Fettahoğlu